İnsani yardım çalışması mesajı, gerçeklik ve hırs arasındaki görevden ayrılma veya görevden ayrılma

Bugün hayırseverlik ve insani yardım çalışmalarının mesajını düşünürsek, gerçeklik ve hırs üzerine düşünürsek, mesajı çoğu zaman aç yoksulları beslemek, susuzları sulamak, çıplakları giydirmek, evsizleri ve yerinden edilmişleri barındırmak, sponsorluk yapmak şeklinde azaltabiliriz. yetim yetiştirmek, cahili terbiye etmek, hastaları tedavi etmek, mescit inşa etmek, Kur'an basmak, zanaat eğitimi vermek.

Bunların hepsi kutsanmış ve iyi işlerdir ve bu bir örnektir, ancak bunlarla sınırlı değildir, ancak dünyanın doğusundaki ve batısındaki bu trajedilerin ve felaketlerin ışığında ve dikkatlice düşünürsek ve kendimize sorarsak, onların çocukları griye döner. Ne kadar bağış ve yardım yaparsak yapalım, açık ve kalıcı bir etki yarattık ve her hayırsever Tanrı tarafından ödüllendirildi ve ödüllendirildi.

Ve diyorum ki, bu alanda hükümetler, halklar ve STK'lar düzeyinde ne tür yeteneklere sahip olursak olalım ve mazlum halkların bu ihtiyaç ve gereksinimlerini elimizden geldiğince karşılamaya çalışmamıza rağmen, bu iyi ve mükemmel bir şey. , ancak bugün ortaya çıkan soru, bu teklifte istenen ve istenen nedir?

Ben diyorum ki Allah muvaffak eylesin ve misal olarak, öksüzün himayesi, dul annesine sabit bir geçim kaynağı olacak bir iş yapma imkânına dönüşmezse, biz yetime ilim ihsan etmedikçe, beceri ya da zanaat, aylık sponsorluk bekleyen bir bağımlı olmak yerine, topluluğunda yapıcı bir bağımlı olması için onu eğitiyor ve nitelendiriyoruz. ve hayır kurumları tarafından kurulan eğitim merkezlerinin çıktılarının yeniden değerlendirilmesine katkıda bulunmadıkça ve seviyelerini iyileştirmedikçe ve müfredatlarını piyasadaki talep ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde her biri kendi ortamına ve koşullarına uygun şekilde gözden geçirmedikçe. .

Bu, hayır işlerinin yönlendirilmesini ve gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, gönüllülüğün zanaat ve profesyonellik için başka bir yönüne taşınmasını gerektirir ve bu olmadıkça - ve en iyisini Tanrı bilir - o zaman biz suda saban sürenler gibiyiz, bu yüzden geri dönüyoruz. Etrafımızdaki bu dar ufuk ve bizler gece gündüz meşgul oluyoruz Bir sürü sadaka, zekat, vakfiye ve vasiyetlerin akıp gittiği acil yardım sektöründe ve bazı hayır kurumları, yaratıcılık ve mükemmellik ve ilerlemeden bağımsız olarak muadillerinin yaptıklarını tekrarlıyor ve ilerliyor. diğerlerinin bittiği yerden başlama metodolojisine göre ve bu, bugün hayır işleri ve ondan sorumlu olanlar karşısında bir meydan okuma olarak kabul ediliyor.

Salah Ahmed Al - Jarallah,
Genel Sekreter